1. Soru Sormalarına İzin Verin
Okulumda matematik öğrenirken tek amacım doğru cevabı bulmaktı. Öğretmenin yaptığı örneği takip eder, süreci ezberler ve kendi işlemimi yapardım. Hiçbir zaman belirli bir matematik yönteminin “nedenini” sorgulamadım (belki de o merakı bastırmayı çok daha önce öğrenmişimdir).
Sınavlarda ise kafamı birçok işlem ile doldurur, en yüksek notu alır ve sonrasında her şeyi unuturdum. 20 yıl boyunca matematik sınavlarına hazırlanmadan girmek ve tek bir soruyu bile cevaplayamamakla ilgili kabuslar gördüm.
Çocuklarımın devamlı sorular sormalarına izin verdim ve bunu destekledim. Dürüst olmak gerekirse, artık onları durdurmanın da bir yolu yok. Kendi hayatlarında olduğu gibi, matematikte de, nedenini bilmedikleri şeyleri kabul etmiyorlar. Evet, bazen pişmanlık duyuyorum.
Yıllar boyunca, bazı şeyleri kendilerinin keşfetmelerine yardımcı olarak sorularını öngörmeyi öğrendim.
Birkaç Örnek
Cordie kalanlı bölme işleminin nasıl olduğunu bilmek istediğinde bazı cevaplar aramaya başladık. (Denise’s Cookie Factory Guide to Long Division kitabına teşekkürlerimi sunuyorum).
Geometride birçok kitap şekillerin alanları için sadece formülü verir. Ama çocuklarımın bunların nedenlerini bilmek isteyeceklerinin farkındayımç Bu yüzden kendimiz çözmeye çalıştık (detaylar için aşağıdaki resme bakın).
Kısa zaman önce trigonometriye başladık. Cordie matematiğin bu kısmının nedenini öğrenmekle kalmayıp tuhaf şekillerin ne anlama geldiğini de bilmek istiyordu. işte o zaman sinüs, kosinüs ve tanjantın sadece hesap makinesinde işlemi çözmek için basılan, doğru cevabı veren tuşlar olmadığının farkına vardım.
Tabii, çocuklarınız soru sorduğunda…
2. Tanjantların Dışına Çıkmaya Razı Olun
Bir müfredatı takip etmemenin en iyi özelliği, bir dönem sonuna kadar birçok materyali bitirmeye çalışmak yerine çocuğunuzun merakını göz ardı etmeniz gerekmemesidir.
Her zaman biraz oyun için vakit vardır…
… örneğin olasılık ile ilgilenirken Yahtzee oynamak
“Dik olmayan üçgenin alanı nedir?” gibi soruları araştırmak için daha fazla vaktiniz olur. Örneğin paralel kenarlar, dikdörtgenler, üçgenler, yamuklar ve hatta daireler arasındaki ilişkiyi anlayabilmek için oyunlar oynayabileceğiniz birkaç hafta olabilir. Böylece çocuğunuz hiçbir zaman formülü unutmaktan korkmaz çünkü her şeyin bir dikdörtgeni keserek oluşturulabileceğini bilir.
İz sürmeye devam ederken “Trigonometri ne için kullanılır” türü soruları keşfetmek için daha fazla vaktiniz olur. Böylece trigonometri tarihini araştırıp kadim gökbilimcilerin trigonometriyi yıldızların pozisyonlarını hesaplamak için kullandıklarını ve günümüzde ise trigonometrinin MRI cihazlarından animasyon programlarına kadar her şeyde kullanıldığını öğrenebilirsiniz.
Dilbilimi ile ilgilenen kızınız “sinüs, kosinüs ve tanjant” kelimelerinin nereden geldiğini sorduğunda, “sinüs” kelimesinin nasıl yüz hatlarını tarif etmek için kullanılan ve Sanskritçe “kiriş” anlamına gelen bir kelime olduğunu öğrenerek keyifli bir yarım saat geçirebilirsiniz.
Tabii çocuğunuzun benimki gibi matematik terimlerinin kökenine karşı bir ilgisi olmayabilir. Fakat ilgilerini çeken herhangi bir şeyi takip ederseniz, öğrendiklerini daha hatırlanabilir kılmak için kavrama düzeylerini arttırabilirsiniz.
3. Matematik Soruları Çözün
Evde eğitimin başladığı ilk günden bu güne dek, çocuklarım 11 ve 12 yaşındalarken, matematik sorularını onlarla birlikte çözdüm.
Bu şekilde, matematik tutkumu paylaşabildim, herhangi bir karışıklığı ortaya çıktığı anda çözebildim ve bir konseptin ustalaştığını gördüğüm anda yoluma devam ederek can sıkıntısının önüne geçebildim. (Ayrıca, elbette ki tavşan yollarını yönlendirmeye yardımcı olmak ve ‘neden’ sorularını cevaplandırmak için oradayım.)
4.Onları Matematik Problemlerine Doğru Sürüklemeyin (Sizden Bunu Istemedikleri Sürece)
Bu tartışmalı bir konu ve çocuğumun çarpma tablolarını algılayabilmesinin onun için ne kadar faydalı olduğunu tesadüfen hiç önermemişim gibi davranmayacağım, ama bunların hiçbirini görmüyorlardı.
Jasper her defasında hızlıca yapabileceği ezberin önemini göremedi ve (birçok parlak insan gibi) Cordie de zaman baskısı ile strese girdi.
Bu yüzden, ben de çocukları matematik problemlerine sürüklemenin onların matematik güveninin ve sayı duyusunu arttırmanın kesin bir yolu olmadığını söyleyen Jo Boaler gibi matematikçilere de güvenebileceğime karar verdim.
“Anlamadan işin içine girmek zararlıdır…. Matematik problemlerinin önemsiz olduğunu söylemiyorum. Matematik problemlerinin en iyi onları anladığımızda ve farklı durumlarda kullandığımızda öğrenildiğini söylüyorum.”
Jo Boaler
Tahmin edin ne oldu? İşe yaradı! Yıllarca sayılarla keyifli vakit geçirdikten sonra, hiçbir çocuğum 12’nin altında ve üstünde rakamlarla hızlı zihinsel hesaplamalar yapmakta sorun yaşamamaya başladı.
5.Çocuğunuza Uygun Olan Her Yerde Matematik Soruları Çözün
İdeal bir dünyada, çocuklarıma düzgünce kurşun kalem ve kağıt kullanmalarını ve masada güzelce oturmalarını öğretirim. Kolaylıkla dikkati dağılan birisiyim ve çevresel görüşümde tekrar eden hareket beni delirtiyor.
Ancak, bir yetişkin olarak çocuklarımın –herhangi bir günde- en iyi nasıl öğrendikleri konusunda uyum sağlamaya kendimi adapte etmek zorunda kaldım.
Eğer oğlum vızıltılarla uyanırsa ve dev bir topun üzerinde dolaşırken matematik soruları çözmek isterse derin bir nefes alırım, problemleri yüksek sesle okurum ve ona beyaz tahta tutarım.
Hepimiz, en iyi rahatken öğreniriz.
Jasper’ın yanıtlarını yazacak kadar yetenekli olmayacağından endişe ederdim, ama zihni yeterince meşgul olduğunda, bir diyagram çizmek için beyaz tahta kapacak ya da bir problemi çözmesine yardımcı olacak bazı notlar karalayacak kadar hızlı olduğunu fark ettim. Matematik daha karmaşıklaştıkça (ve ilginç bir hal aldıkça) bunu doğal olarak daha fazla yapmasını bekliyorum.